Problem Çözme
ve Futbol
Problem çözme
ve karar verme, insan yaşamının tümünde etkili olan ve basitten karmaşığa bütün
etkinliklerde yer alan en önemli yaşam becerilerinden biridir. Birey duruma
uygun, yerinde verilen kararlar sayesinde yaşamında olumlu değişimlere neden
olurken hatalı verilmiş kararlarla da yaşamını olumsuz yönde etkileyebilir.
Bütün bu durumlar sporcular için de söz konusudur. Sahada, sporcu kendi
pozisyonunu, yapacağı hareketi, hem rakip sporcuların konum ve hareketlerine göre
ve hem de takım arkadaşlarının durumlarına göre ayarlayabilmelidir.
Sportif
performansı futbolcunun ne kadar potansiyele sahip olduğu ile değil, bu
potansiyellerini amaca dönük olarak doğru bir şekilde açığa çıkarabilme
yeteneği ile ilişkilidir. Bir futbolcu ne kadar yüksek motorik, teknik ve
taktik rezervlere sahip olursa olsun bunu futbol oyunu içinde ortaya
çıkartamıyorsa bu hiç bir anlam ifade etmez. Bu nedenle futbolcunun
performansını ortaya koyabilmesi sadece fizyolojik bir olgu olamaz. Futbolcunun
potansiyellerini kullanabilmesinde onun psikolojik durumu oldukça önemlidir.
Futbolcunun performansını başarıyla ortaya koymasında sahip olduğu problem
çözme becerisi, bu nedenle çok önemli olmaktadır. Hemen hemen bütün takımlar benzer
fiziksel ve teknik kapasitelere sahip olmalarına karşın her maçta sonuç
farklılık göstermektedir. Bir hafta yendiğiniz bir takıma diğer hafta yenilebilirsiniz,
bunun sebepleri düşünüldüğünde sporda psikolojik faktörlerin önem kazandığını
görebiliriz.
Futbolcunun daha iyi performans
sergileyebilmesi için fizyolojik, psikolojik ve sosyal özelliklerinin futbola
ve futbolun gerekliliklerine göre geliştirilmesi gerekir. Futbolun fizyolojik
açıdan gereklilikleri dendiğinde kuvvet, sürat, dayanıklılık, koordinasyon,
denge, esneklik, teknik, taktik gibi özellikleri anlamaktayız. Psikolojik
açıdan ise motivasyon, kişilik, dikkat, konsantrasyon, atılganlık, kararlılık,
problem çözme gibi özellikleri ve sosyal potansiyellerden de liderlik, birlikte
hareket etme, yardımlaşma, işbirliği, paylaşma gibi özellikleri anlamaktayız.
Futbolcunun bu boyutlar içinde psikolojik
hazırlığı çok önemli bir yer tutmaktadır. Futbolcunun psikolojik durumu ve
sergileyeceği performansı, onun problem çözme düzeyiyle yakından ilgilidir.
Oyun içinde sergilenen performansta belirtilen faktörlerin sınırlı ve yetersiz
şekilde değerlendirilmesi özellikle takım sporlarında problemlerin yaşanmasına
yol açmaktadır.
Modern futbol,
alan, zaman ve rakibin baskısı altında kalan oyuncularda, süratli karar
verebilme yeteneğini zorunlu kılmaktadır.
Futbolcuların,
özellikle önemli ve gerilimi yüksek maçlarda, yanlış kararlar vererek pasları
rakip oyunculara attıklarını görürüz. Bu koşullarda futbolcuların üzerindeki
baskılar onların yanlış kararlar almalarında önemli olmaktadır. Yanlış kararlar
vermek demek, bir futbolcu için topun rakibe daha çok kaptırılması ve avantajın
el değiştirmesi demektir.
Bir futbolcu
harekete geçtiği zaman iki hareket olasılığı vardır. Topu ya sürecek ya bir
arkadaşına pas olarak atacak ya da kaleye gol vuruşu yapacaktır. Bunun için ise, önce bir karar vermesi
gerekir. Bu kararı verebilmesi için de bazı bilgilere gereksinimi vardır. Ayrıca
vereceği kararı uygulayabilmek için de belli bir teknik düzeye sahip olması gerekir.
Futbolcunun bir karar verebilmesi için gerekli bilgiler şöyle sıralanabilir:
- Kendinin
saha içindeki pozisyonu,
- Takım arkadaşlarının
sahadaki yayılışı,
- Karşı takım
oyuncularının sahadaki yayılışı,
- Saha
zemininin durumu (çim, toprak, çamurlu ya da kaygan saha),
- Takımın
genel oyun düzeni,
- Antrenörün o
maç için verdiği ve düşündüğü oyun düzeni,
- Kendi
fiziksel durumu ve oyundaki görevi,
- Kendi
kişiliği, duygu ve heyecan durumu,
- Hava ve
iklim koşulları,
- Seyirci ve
taraftarın beklentileri ve coşkusu,
- Maçın önemi
ve o andaki skoru
Kendi orta
sahasında ayağında top olan futbolcu, bütün bu bilgileri alıp, gözden geçirip,
kendi teknik becerileri ve taktik kurnazlığı ile kondisyon düzeyini de göz
önünde tutarak karar verirken, sahip olduğu zaman ancak saniyelerin onda
birleri ile ölçülebilir ve üstelik rakibinin baskısı altındadır.
Karar verme
ile yapılan her bilinçli hareket düşünce ile eylem arasında bir köprü rolü
oynar. Karar vermek eylem için alternatiflerin sayısını düşürür. Futbolda devamlı
değişen ve hareket içinde bir çevre söz konusudur. Bu yüzden oyunda tam anlamıyla
ayarlanmış savunma ve hücumdan bahsedilemez. Değişen durumlara göre savunma ve
hücumun davranışları da değişiklikler gösterir. Futbolcular değişen durumlar
karşısında sürekli oyunu şekillendirmeye çalışırlar. Bunu yaparken, topun hareketlerini,
kendi arkadaşlarının hareketlerini ve rakibin hareketlerini dikkate almak
zorundadırlar. Bütün bunlara bağlı olarak kalelerine göre kendi durumları, arkadaşlarının
durumu ve topun durumunun ne olduğu, baskıda bulunan oyuncuların nitelikleri
gibi durumları da sürekli olarak değerlendirmek zorundadırlar. Futbolcu oyun
içerisinde sürekli olarak bilgileri doğru bir şekilde işlemden geçirmek zorundadır.
Bu nedenle futbolcu devamlı değişen durumlar içerisinde dikkatini vermek,
algılamak, özümsemek, hafızaya almak ve aldıklarından doğru kararlar çıkartarak
karşılaştığı problemli durumları çözmek ve motor üretime geçmek zorundadır.
Pek çok karşılaşmada favori takımların bile
yenildiklerini görmekteyiz. Bu takımlar üstün fiziksel, teknik ve taktik kapasitelere
sahip olmalarına karşın bunu karşılaşmalarına her zaman yansıtamamaktadırlar.
Eğer sonuç sadece fiziksel, teknik ve taktik kapasitelerle belirlenseydi, bu
takımların karşılaştığı, bu kapasiteler yönünden zayıf olan rakiplerine karşı,
devamlı bir üstünlükleri söz konusu olurdu. Elbette fiziksel, teknik ve taktik
potansiyeller önemlidir. Fakat psikolojik durumla ilişkili olarak problem çözme
düzeylerinin de en az onlar kadar önemli olabileceğini unutmamak gerekir.
Futbolcuların problem çözme düzeyleri onların deneyim ve yaşlarıyla da ilişkili
olabilir. Deneyimi ve yaşı daha yüksek olan futbolcuların problem çözme ve
karar verme yönetimini daha iyi gerçekleştirebileceklerine yönelik değişik
futbol teknik direktörlerinin görüşlerine baktığımızda; yaşlı ve deneyimli futbolcular,
dış koşullar ile genç futbolculara oranla daha rahat başa çıkmaktadırlar. Ayrıca
maç deneyimlerinin çok yüksek olması nedeni ile kendilerine daha çok güvenirler.
Kişilikleri olgunlaşmıştır. Ruhsal açıdan genç futbolculara göre daha stabildirler.
Bu nedenle futbol performansında önemli olan yaş değil, performansın kendisidir.
Yaşlı futbolcular uzun yıllar süren yarışma etkinlikleri nedeni ile geniş deneyimlere
sahiptirler. Ayrıca bunlar profesyonel futbolcu oldukları için gerekli bedensel
koşullara da sahiptirler.
Yarışma
stabilitesi zayıf ama futbol kapasitesi iyi olan futbolcular için sabırlı
olunmasını önemlidir. Bu futbolcular, sıklıkla yüksek sorumluluk duygusuna
sahip, çok öz eleştiri yapan insanlardır. Bu tip insanlar, başarısızlıklarından
daha çok etkilenirler. Bu futbolcuların aşırı stres durumları, ancak maç
deneyimleri ve psikolojik alışkanlıklar kazanılarak yenilebilir ve futbolda yükselmeleri
ancak bundan sonra gerçekleşir.
Amatör
kümelerden gelen futbolcuların, kalıcı bir yüksek performans göstermeleri için
2–3 yıl geçmesi gerektiğini düşünülmektedir. Bu futbolcular, başlangıçta bir
yüksek performans gösterdikten sonra, birden ani bir performans düşmesi ile
karşı karşıya kalmaktadırlar. Ancak iki, üç yıl profesyonel ligde oynadıktan
sonra performansları istikrar kazanmaktadır. Deneyim ve yaş faktörünün futbolcunun
performansı üzerinde ne gibi etkileri olacağına bir başka örnek ise, genç futbolcuların
takımda oturmuş daha yaşlı ve deneyimli olanlara oranla kendini kanıtlamak için
fazladan baskılarla karşılaşacağıdır. Bazen genç futbolculara toy, küçük çocuk
gibi sözlerle hitap edilerek onların duygusal olarak olumsuz etkilenmelerine
neden olunmaktadır.
Maç sırasında
fiziksel özellik bakımından hiçbir sorunu olmayan sporcular değişen koşullar
karşısında, değişikliğe uyumu sağlayacak yeni çözümler yaratmada zorlanmaktadırlar.
Üst üste birkaç hata yapan sporcu karar vermekte çatışmalar yaşamaya başlar. Bu
gibi durumlarda çok uygun bir pozisyonda olmasına rağmen kendisi şut atmak
yerine daha zor bir pozisyondaki arkadaşına pas verebilir. Bu ise karşımıza
problem olarak çıkmaktadır. Bu problem ise hem oyuncu performansını hem de
takımın performans düzeyini olumsuz yönde etkilemektedir. Buradan da anlaşılacağı
gibi maçta karşılaşılacak problemlerin doğru ve etkili bir şekilde çözümlenmesi
performans üzerinde büyük etkiye sahiptir. Problemi görme, tanımlama ve çözme
olarak nitelenen bu durum, hedefe ulaşma aşamasında karşılaşılan zorlukların
çözümünü bulma sürecidir. Problem çözme becerisi yüksek olan sporcular bu
süreçte, karşılaştıkları problemleri duruma uygun bir şekilde çözebilmektedir.
Özellikle sporcuların fiziksel kapasiteleri, teknik ve taktik düzeylerini oldukça yakın olduğu önemli müsabakalarda
başarı stresle başa çıkabilmeyi başaran ve karşı karşıya kalınan problemi doğru
kararlarla takımın yararına çözebilen tarafın olmaktadır. Ancak futbol alanında
yapılan çalışmalar incelendiğinde bu konunun sınırlı sayıda ele alındığı ve
psikolojik hazırlığın nasıl olması ile ilgili araştırmalara hemen hemen
rastlanılmadığı görülmektedir.
Kısacası
futbol, oyuncusu çok fazla, alanı oldukça geniş yani değişkeni çok bir spor
olduğu için sporcunun hangi pozisyonda hangi arkadaşına pas vereceği bile bir
problem olabilmektedir. Sporcu kendisine gelen pası hangi arkadaşına vereceği, ne
şiddette vereceği, hangi pasla vereceğinin kararını verebilmeli; rakip
sporculara rağmen nasıl en başarılı konuma geleceğini düşünebilmelidir. Bu
problemin en sağlıklı ve en kısa çözümü, sporcuyu, dolayısıyla da takımını
başarıya ulaştıracaktır
Yorumlar
Yorum Gönder