İnsanlar doğar, büyür ve yetişkin olur...
Bu süreçler karmaşasında ne yaşandığı kimi zaman insanoğlunun bilinç altında kalan sırları haricinde hatırlanmaz.Hatırlanmamakla birlikte izlerini bir ömür boyu yaşarız.Aile,toplum ve yaşadığı çevre ile birlikte kişiliğin temel taşları genetik şifreler ile birlikte gelişir ve kişilik denen olgu kendiliğinden oluşur.Bu anlatılan tüm olgular ruhsal ve psikolojik olgulardır.Bedensel olgular; aile ile başlayan ve hayatın gereksinimleri ile ilgili çok çeşitli hareketsel demetler bütünü içinde kendini gösterir.Anne baba ile başlayan ve zaman geçtikçe sosyal alanların artması sonucu çokça çeşitlenen hareket gereksinimi, bebek yaştan itibaren canlı olarak hayatta var olma isteği ile birlikte taklit etme yeteneğini ön plana çıkarır.İlk etapta taklit edilen ebeveynlerdir.Yukarida bahsi edilen sosyal çevre çeşitlenmesi neticesinde taklit yeteneği doruk noktasında olan çocuklar için dipsiz bir kuyu niteliğindedir.Bu durum çok faydalı bir durum gibi görünsede,yararlarından çok zararlarının daha fazla olduğu da bilimsel bir gerçektir.
Günümüzde teknoloji esiri bir toplum olmamız,oyun ve rekreasyon alanların da kısıtlanması sonucunda
çocukluğun gereği olan hareket ve motor becerilerinin tam olarak gelişmeden ileri kuşaklara ; sağlıksız,hareketten yoksun, karar verme becerisi düşük, üç boyutlu düşünemeyen ve dolayısı ile de tam donanımlı olmayan bireylerin ortaya çıkmasına sebep olmaktadır.
Çocuk denen mucizenin hayata neler katacağı alacağı eğitimle ilgili olması alacağı eğitiminde kalitesininde önemini artırmaktadır.Her ebeveyn çocuğunun kaliteli eğitim almasını ister.Bu kalite; Ekonomik,sosyal ve kişisel değerlerle doğru orantılıdır.Salt yüksek maliyetli bir eğitimin de kaliteli olacağı doğru da değildir.Çocuğun alacağı eğitim ilk zamanlar ailenin insiyatifinde olmaktadır.Bu durum aslında çocuk için daha da önemlidir.Temel 0-6 yaş aralığında oluşturularak inşa edilir.Bu yaşlarda edinilecek beceriler ve kazanımlar atılan temel olarak sağlam bir yapı oluşturur.
Uzun vadeli sporcu gelişimi (UVSG) felsefesinde çocuğun hangi spor dalında ilerleyebileceğinden önce antrenman için oyun prensibi ile çocuk yaş gruplarına göre tasarlanmış ve planlanmış, motor gelişimlerini bilimsel olarak çocuğun ihtiyaçları (ruhsal ve bedensel) doğrultusunda ve oyun formatında çocuğa vermektir.Oyunlarla eğlenen çocuk,eğlenirken de temel hareket becerilerinin yanı sıra grup çalışmalarıyla toplumda fert olmayı, grup içinde paylaşmayı, arkadaşlığı ve en önemlisi yanlız olmadığının farkına varacaktır.
Verilecek eğitimin bir program doğrultusunda ve ehil kişiler tarafından verilecek olması UVSG nin ön koşuludur.Bu koşullar doğrultusunda çocuğun alacağı eğitim ticari amaçlar doğrultusunda oluşturulmuş kuruluşlarda değil, gençlik ve spor klüplerinin Çocuk gelişimi ile ilgili
departmanlarında olmalıdır.
İlker KARABACAK
Çocuk Futbol Antrenörü
Bu süreçler karmaşasında ne yaşandığı kimi zaman insanoğlunun bilinç altında kalan sırları haricinde hatırlanmaz.Hatırlanmamakla birlikte izlerini bir ömür boyu yaşarız.Aile,toplum ve yaşadığı çevre ile birlikte kişiliğin temel taşları genetik şifreler ile birlikte gelişir ve kişilik denen olgu kendiliğinden oluşur.Bu anlatılan tüm olgular ruhsal ve psikolojik olgulardır.Bedensel olgular; aile ile başlayan ve hayatın gereksinimleri ile ilgili çok çeşitli hareketsel demetler bütünü içinde kendini gösterir.Anne baba ile başlayan ve zaman geçtikçe sosyal alanların artması sonucu çokça çeşitlenen hareket gereksinimi, bebek yaştan itibaren canlı olarak hayatta var olma isteği ile birlikte taklit etme yeteneğini ön plana çıkarır.İlk etapta taklit edilen ebeveynlerdir.Yukarida bahsi edilen sosyal çevre çeşitlenmesi neticesinde taklit yeteneği doruk noktasında olan çocuklar için dipsiz bir kuyu niteliğindedir.Bu durum çok faydalı bir durum gibi görünsede,yararlarından çok zararlarının daha fazla olduğu da bilimsel bir gerçektir.
Günümüzde teknoloji esiri bir toplum olmamız,oyun ve rekreasyon alanların da kısıtlanması sonucunda
çocukluğun gereği olan hareket ve motor becerilerinin tam olarak gelişmeden ileri kuşaklara ; sağlıksız,hareketten yoksun, karar verme becerisi düşük, üç boyutlu düşünemeyen ve dolayısı ile de tam donanımlı olmayan bireylerin ortaya çıkmasına sebep olmaktadır.
Çocuk denen mucizenin hayata neler katacağı alacağı eğitimle ilgili olması alacağı eğitiminde kalitesininde önemini artırmaktadır.Her ebeveyn çocuğunun kaliteli eğitim almasını ister.Bu kalite; Ekonomik,sosyal ve kişisel değerlerle doğru orantılıdır.Salt yüksek maliyetli bir eğitimin de kaliteli olacağı doğru da değildir.Çocuğun alacağı eğitim ilk zamanlar ailenin insiyatifinde olmaktadır.Bu durum aslında çocuk için daha da önemlidir.Temel 0-6 yaş aralığında oluşturularak inşa edilir.Bu yaşlarda edinilecek beceriler ve kazanımlar atılan temel olarak sağlam bir yapı oluşturur.
Uzun vadeli sporcu gelişimi (UVSG) felsefesinde çocuğun hangi spor dalında ilerleyebileceğinden önce antrenman için oyun prensibi ile çocuk yaş gruplarına göre tasarlanmış ve planlanmış, motor gelişimlerini bilimsel olarak çocuğun ihtiyaçları (ruhsal ve bedensel) doğrultusunda ve oyun formatında çocuğa vermektir.Oyunlarla eğlenen çocuk,eğlenirken de temel hareket becerilerinin yanı sıra grup çalışmalarıyla toplumda fert olmayı, grup içinde paylaşmayı, arkadaşlığı ve en önemlisi yanlız olmadığının farkına varacaktır.
Verilecek eğitimin bir program doğrultusunda ve ehil kişiler tarafından verilecek olması UVSG nin ön koşuludur.Bu koşullar doğrultusunda çocuğun alacağı eğitim ticari amaçlar doğrultusunda oluşturulmuş kuruluşlarda değil, gençlik ve spor klüplerinin Çocuk gelişimi ile ilgili
departmanlarında olmalıdır.
İlker KARABACAK
Çocuk Futbol Antrenörü
Yorumlar
Yorum Gönder